18 Şubat 2010 Perşembe

Guus Hiddink

90-91 sezonunda Fenerbahçe onun yönetiminde Aydınspor'a 6-1 gibi tarihi bir skorla yenilmişti. Gordon Milne'li Beşiktaş'ın şampiyon olduğu o senenin sonunda, tıpkı geldiği sezonda bir takımda mucizeler yaratması beklenen diğer teknik direktörler gibi gönderilmişti. Daha sonra Guus Hiddink'in bize ismini ezberleteceğini o zamanlar kimse bilemezdi tabii. 98 Dünya Kupası'nda yarı final oynayan Hollanda'nın ve 98-99 sezonunda kıtalararası şampiyon olan Real Madrid'in başında o vardı. Farklı bir teknik adamdı. İşinin zor olduğunu bildiği takımlara gitmekten hiç korkmadı. Dünyanın her yerinden büyük yetenekler çıkabileceğini, aslında takım oyunuyla ve elindeki oyuncuları maksimum verimde kullanarak da büyük başarılar elde edilebileceğini bize ilk önce 2002 Dünya Kupası'nda Güney Kore'nin başında gösterdi. Biz dev takımları yenerek çıkmamıştık 3.lük maçında onların karşısına. Ama onlar İtalya'yı, İspanya'yı devirip gelmişlerdi. Almanya karşısında da son dakikalarda gelen bir golle final şansını kaçırmışlardı. Sonra Avustralya'yı 32 yıl sonra finallere götürmek de yine onun gibi birinin yapabileceği türden bir işti. Son olarak futbolda bir türlü istedikleri yere ulaşamamış soğuk ülke Rusya'yı Euro2008'de üçüncü yaparken de diğer 3. yine Türkiye'ydi. Yollarımız önceden çok kesişmişti yani... Şimdi 63 yaşının getirdiği tecrübelerle belki de teknik direktörlüğünü noktalayacağı yerde son şaheserini yaratabilir. Ne dersiniz..?

0 altını çizen...:

Yorum Gönder

 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About