18 Şubat 2010 Perşembe

90+3 ün ardından...

Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda evde oturup çayımızı yudumlarken Barcelona’nın şiir gibi futbolunu izleyip ısınmayı bekliyorduk ama Osasuna kendi evinde çetin ceviz çıktı. Bu yılın sürpriz golcüsü Keita, golünü yine atmasının dışında geçen sene Yaya Toure’nin yaptığı işleri eksiksiz yapmaya devam ediyor. Aslında Barça’ya gelen her oyuncunun böyle bir senelik bir hazırlık dönemi oluyor ve o sene çok fazla forma bulamıyor, sonraki sezonsa inanılmaz bir patlama yapıp formayı bırakmıyor. Hatırlayın Henry’nin ilk geldiği seneyi ve sonraki müthiş senelerini.. Yaya Toure’nin ilk senesi keza öyle.. O zaman bir şeyleri doğru yapan bir takım var ortada.. Aldığı her oyuncu için-bu üst düzey bir yıldız olsa bile sisteme uyum sağlaması için bekleniyor (Henry gibi)- gerekli sabrı gösterip sonra en üst düzey verimi alma var. Bizim ülkemizdeki gibi iki sene içinde 25 oyuncu gönderip 30 oyuncu almayı onlar bilmiyor çünkü. O kadar girişimci, akıllı yöneticileri yok zannedersem.. Neyse tekrar maça dönecek olursak sezonun en az pozisyon bulan Barcelona’sıydı İbrahimoviç diğer maçlarına oranla oldukça etkisiz gözüktü. Son dakikalarda üst üste iki Messi bir İbrayla çok cömertçe harcanan pozisyonların cezası belki de uzatmalarda Pique! tarafından kesildi ve maç berabere bitti.Yaya Toure nin yerine Keita’nın Eto’o nun yerine İbra’nın nasıl kusursuz bir şekilde konulduğuna ve sistemin buna nasıl adapte edilebildiğine bakılırsa hiçbir oyuncu Barça için vazgeçilmez değil gibi görünüyor.Real’in kazandığı haftada puan farkı azaldı azalmasına da Barça gibi futbolun gereklerini hem saha içinde hem de saha dışında yerine getiren bir futbol mekanizması için oldukça önemsiz bir puan kaybı.. Malum şu anki en yakın rakipleriyle son maçlarında yarım düzine bırakmışlardı rakip kaleye.. Futbol dolu günler dileğiyle..

0 altını çizen...:

Yorum Gönder

 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About