18 Şubat 2010 Perşembe

‘Anadolu Devrimi’ Derken…

Bugün geçtiğimiz üç sezonki performansı için ‘Anadolu Devrimi’ gerçekleştirdiği söylenen Sivasspor’un Galatasaray ve son 5 sezondur istikrarlı bir futbol anlayışı sergileyip hep üst sıralara mücadele eden Kayserispor’un Fenerbahçe karşısındaki maçlarını seyrettim. İlk maç için söylenecek fazla bir şey yok. Sivasspor'lu oyuncular ne yazık ki Galatasaray bizim rakibimiz değil modunda bir futbol oynadılar dolayısıyla mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Galatasaray için Sabri’nin ekstra oyunu ve Barış’la beraber orta sahanın daha güçlü ve defansif olmasından bahsedilebilir ancak Rijkaard’ın eksiklerden dolayı mecburi ve ufak bir sistem değişikliğe gittiği bu maçın taktiği Fenerbahçe maçı için daha uygun olabilirdi. Linderoth’u tekrar sahada görmek de heyecan vericiydi umarız bir daha sakatlık yaşamaz ve performansını değerlendirme fırsatımız olur.

Gelelim Fenerbahçe maçına… Hataların sonucu belirlediği bir maç oldu. Tartışmalı olduğu söylenen ikinci yarıdaki penaltı için söylemem gereken birkaç şey var. Bir pozisyonun penaltı olması için faul yapılan oyuncunun yere düşmesi gerekmez. Akıllı bir oyuncu olan Cangele, çok tecrübeli olmasına karşın amatörce bir hata yaparak sol ayaklı bir oyuncunun sağına gelen bir pozisyonda bir nevi golü engellemek için rakibi arkasından net bir şekilde çeken Roberto Carlos'un bu hareketini iyi kullanarak penaltıyı takımına kazandırdı ve gole çevirdi. Bu hatanın ilk yarıda topu elinden kaçıran Souleymanou’nun hatasından pek de bir farkı yok. Türkiye ligini artık iyi bilen bir oyuncu olan Cangele, çok güzel bir performans sergilediği bu maçın devamını getirebilirse ligimiz için renk olur tabi ancak geçen sene Fenerbahçe’ye 3 gol atan Aghahowa’yı başka bir maçta görememiştik ne yazık ki. Fenerbahçe’nin ligi böyle götüremeyeceği ise aşikar. Ekstra motivasyonla oynanan Galatasaray maçını kenara bırakırsak gol attıktan sonra oyunu kontrol altına almada sıkıntıları var. Daum‘un ilerde top tutacak adamları -Semih ve Özer gibi- takıma yerleştirmesi gerekiyor yoksa bu puan kayıpları devam edecektir. Santos da ilk geldiği zamanki göürüntüsünden çok uzakta. Kayserispor’un ise bu sene geçen seneki kadar gol atma sıkıntısı yaşamadığını da söyleyelim. Geçen sene aynı haftada 11 gol atmışlardı. Bu sezon 15 golü 3 büyüklerin hepsiyle oynamış olmalarına rağmen atmayı başardılar. Bir parantez de Tolunay hoca’ya açmak gerekiyor. Geçen sene takıma monte ettiği Furkan Özçal 1990 doğumlu ve bu sene de takımın önemli oyuncularından biri…Yine maçta silik bir görüntü çizen Makukula’nın yerine oyuna dahil ettiği Semih Aydilek ise 1989’lu.. Agresif ve sinirli olmasıyla eleştirilen Tolunay Kafkas’ın gençlere ne kadar önem verdiğini ve onları Türk futboluna kazandırmasını göz ardı etmemek lazım. Kısacası Sivasspor (ki şu an küme düşmemeye oynuyor) gibi henüz ilk ikiye veya ilk üçe oynayamadı belki ama her sene ilk 5’e oynayan istikrarlı Kayserispor ‘Anadolu Devrimi’ tabirine daha çok uyuyor gibi. Yeni yazılarda görüşmek üzere..

0 altını çizen...:

Yorum Gönder

 
Designed by: NewWpThemes | Converted to Blogger by Professional Blogger Templates | Contact | About